Bağımlılıklar
Sosyal Medya Bağımlılığı
İnternet çağına ayak uydurmuş son yirmi yılda hayatımıza birçok yeniliği dahil etmiş insanlar olarak, internet kullanmadan yaşamayı çoğumuz unuttuk. Hayatımızı kolaylaştırdığımız, işlerimizi yaptığımız, bilgi aldığımız, arkadaş edindiğimiz, duygusal ya da cinsel partnerler bulduğumuz, fotografik günlükler oluşturduğumuz, sosyalleştiğimiz bir mecra halini aldı internet.
Beyinlerimizi bilgi ve görsel bombardımanına tutuyor ve çoğu zaman bunun farkında dahi olmuyoruz.
Araştırmalara göre; uyku problemi, güne yorgun başlama, depresyon, stres hali, öfke, süregelen mutsuzluk gibi bir çok probleme; yoğun sosyal medya kullanımının yarattığı aşırı zihinsel uyaranlar yol açabiliyor.Psikoterapide hedef kişinin sosyal medya kullanımından vazgeçmesi değil, onu bu kullanıma iten gerekçeleri ortaya çıkarmak ve online hayatta bu gerekçelerle hareket etmenin kişiye sağladığı konfor alanlarını keşfederek; kişinin hangi duygulanımlara mesafelenme ihtiyacı duyduğunu bulmaktır.
Kişinin gerçek hayatta kaçındığı duygu ve iletişim modelleri üzerine çalışarak; gerçek hayat kalitesini artırır, online hayat ile gerçek hayat arasındaki çizginin kalınlaşmasını sağlarız.
Alkol Bağımlılığı
Sosyal bir eğlence aracı olarak bir çok insanın hayatında zaman zaman yer alan alkol; bazı kişiler için daha kolay iletişim kurma, söylenmesi gerekenleri daha rahat söyleme ya da duygularını dışa vurma aracı olarak da kullanılabilir. Daha neşeli bir mizaca bürünmek, daha duygusal bir insan olmak, haz almak ya da daha özgüvenli hissetmek için alkol kullanımını hayatının bir parçası haline getirmiş bireyler alkol bağımlısı veya bağımlılık risk grubunu oluşturur.
Psikoterapi sürecinde alkolün kişinin hayatında ne gibi ihtiyaçları karşıladığını inceler, içmediği dönemlerdeki eksik hissettiği duygulanım ve yoksunluk duygusunun temellerine birlikte ineriz. Alkolün kişiye sağladığı duygulanım avantajlarını çalışarak, kişinin zorlandığı veya eksik hissettiği duygularını sağlıklı şekilde dışa vurmasını hedefleriz. Terapi sürecinde kişinin özel hayatındaki alkol kullanımına müdahale edilmez, karar kişiye bırakılır ancak terapiye alkolsüz gelmesi beklenir.
Madde Bağımlılığı
Uyuşturucu ya da uyarıcı bağımlılığının temel sebebi her zaman psikolojiktir. Psikoterapi süreci kullanılan maddeye göre yapılandırıldığı için tedavi yöntemi de kullanılan madde ya da maddelere göre değişkenlik gösterir. Her maddenin beyinde salgılattığı seretonin, endorfin, dopamin gibi farklı hormonlar vardır; bu hormonlar daha mutlu, canlı, zinde, özgüvenli hissetmemizi sağlar.
Öte yandan X madde örneğin beynimizde 1 ayda salgılanılacak mutluluk hormonunun (serotonin) birkaç saatte salınımına sebep olduğu için, kişinin madde etkisi geçtiğinde yoğun bir mutsuzluk hissetmesine sebep olur ve bu süre kişinin beyin hormon denge düzeyine göre birkaç hafta ile birkaç ay arası değişebilir.
Bu madde X değil de Y maddesi olduğunda hissedilen duygu ve madde etkisi sonra yoksunluğu yaşanılan duyguların ismi değişse de aynı sistem geçerlidir. Kullanılan maddeye göre 2 hafta ile 1 ay aralığında özgüvensiz, huzursuz, mutsuz, aşırı kıskanç ya da paranoid hissedebilirsiniz.
Bağımlılığın temelleri çoğunlukla çocukluk dönem travmalarına, ailesel problemlere veya hatırlanmayan bilinç altına itilmiş duygulanım ya da kişilik bozukluklarına uzanır. Psikoterapide kişinin kullandığı maddeye, yaşantısına, çevresel koşullarına bakarak maddenin kişinin hayatındaki yerini ortaya çıkarırız. Hangi duygulanım ya da ihtiyaçların yerinin maddeyle doldurulduğunu birlikte keşfedip üzerine çalışırız.
Hedonizmin giderek yaygınlaştığı çağımızda; kısa süreli mutlulukları tatmak için uzun süren mutsuzlukları satın alabilir, üzerine bir de fiziksel ve ruhsal sağlığımıza zararlar verebiliriz öte yandan unutmamak lazım, hepimiz hatalar yaparak öğreniriz…
Sigara Bağımlılığı
İnsanlar bebeklik ve erken çocukluk dönemlerinde dünyayı sadece gözlemleyerek keşfedebilir, diğer yandan bu ilk yıllar İnsan’ın Psikoseksüel Gelişim Sürecinde Oral Döneme denk düşer. Bireyin Oral Gelişim Dönemini yaşadığı bebeklikte; ailesinin, ona bakım veren kişilerin ve yakın çevresinin sigara içmesi, kişinin ileriki yaşantısında bu bağımlılığa sahip olma riskini yüksek ölçüde arttırır. Öte yandan ergenlik süreçlerinde sosyalleşme aracı olarak kullanılan veya ‘rahatlamak’ için içilen sigaralar da bağımlılığa dönüşebilir.
Sigara kişide fizyolojik bağımlılığın yanı sıra psikolojik bir bağımlılık da oluşturur. Psikoterapide danışanın bırakma isteğinde olduğunu söylemesi halinde; birlikte sigaranın yarattığı psikolojik bağımlılığın yerini dolduracak yeni alanlar üzerinde çalışırız.